Sabah haberlerini izliyorum. Televizyon ekranında , yıkılmış, viran olmuş yerleşim bölgelerini görüyorum. Haberlerin son dakikaları olduğu için, fazla dikkat kesilmemiş. Bir yandan işyerine gitmeye hazırım. Ukrayna'daki savaşı gösteriyor yine diyerek geçti aklımdan çatılar uçmuş binalar parçalanmış güzelim şehir yok edilmişti. Dikkatli bakınca Alabama ve Corcia eyaletinde hortum’un yaptığını anlamış oldum.
Akşam haberlerinde Ukrayna'daki savaşı göstermişlerdi, Tankları ve düşen bombaları seyretmiştim. Yıkılan evler, binalar bomba ile gözümüzün önünde parçalanıyordu film seyreder gibi bakıyorduk. Sivil halk yoktu ortalarda. Kışın soğuğu ta ekran başında bile fark ediliyordu. Evsiz kalan yaşlı bir kadını gösterdiler. Onunla röportaj yapıyordu, kadın kalın giysiler içindeydi, başında tüylü deriden kuzey kutupluların giydiği papak vardı. Umutsuzluk yüz ifadesine yansımıştı. Yaşamdan bıkmış bir ses tonuyla konuştu. “Hiç kimse insanları düşünmüyor” dedi. Söylerken umudunu yitirmiştir. Yarın ne olacağı belli olmayan, bir umutsuzlukla söyledi. Yüzünde korku yoktu, korkuya yorulmuştu. Yüzünde okuduğum ifadelerden içim acıdı. Tam da aklımdan geçen düşüncelerin anahtar kelimeleridir bu kelimeler.
İnsanlık delirmiş olmalı diyordum, kendi kendime. Anlamsız kışkırtma savaşların cezasını halk çekiyor.
İnsanlar kendini yok etmek için silah üretiyor. Sorgularken bu nasıl bir mantıksızlık diyordum.
Oysa sabah haberlerinde verilen Alabama ve Corcia şehirlerinde savaş değil hortum savaşıydı. ABD'de hortum savaşı olmuştu. Doğanın gazabına kimse bir şey yapamaz. Nerde olursa olsun, kimin başına gelmiş olsa da, insan olarak üzülüyor acıyorum. Bu sefer olan yine halka olmuştu Alabama ve corciya eyaletine olmuştu.
Silah üreten fabrikaları hortum parçalasa sevinirdim. Yanlış adrese gitmiş. Bir dahakinde açıyı değiştirsin isterim.
Barış içinde yaşayabilmek için, bir çözüm bulmalı insan olan
Her insanı mutlu eden bir çözüm bulmalı. Mutlaka bir çözüm vardır.
Kolaydır.
Fakat
Kars'ta bir atasözü vardır.
Derki.
Elin p..i koysa dana kapıya gelir.
