Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, Kocaeli'nin Gebze, Darıca ve Dilovası ilçelerinde kısa süre içinde insanların hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bir dizi faciayı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden dile getirdi. Atatürk'ü vefatının 87 yılında anarak sözlerine başlayan Çiler, yaşananların kent güvenliği, işçi sağlığı ve insan hayatına verilen değerin aynası olduğunu belirterek, yetkili kurumları ihmal ve denetimsizlikle suçladı.
GEBZE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA SUÇ DUYURUSU BULUNDUM
Milletvekili Çiler, konuşmasında Gebze ve Darıca'daki doğalgaz patlamalarında 3 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 50 kişinin yaralandığını hatırlattı. Ardından, 29 Ekim 2025'te Gebze-Darıca Metro inşaatı üzerinde çöken binada Bilir ailesinden 4 kişinin hayatını kaybettiğini, geriye sadece Dilara isimli kızlarının kaldığını söyledi. Olay sonrası 22 bina, 55 iş yeri ve 91 konutun tahliye edildiğini belirten Çiler, Meclis'e kurulsun dedikleri araştırma komisyonu talebinin reddedildiğini ve konunun aydınlatılması için Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na bizzat suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.
BİR ANNENİN "KIZIMI KOKUSUNDAN TANIYAMADIM" FERYADI
Daha sonra 8 Kasım 2025 sabahı Dilovası’nda bir parfüm atölyesinde meydana gelen patlamaya değinen Çiler, ihmaller sonucu yaşanan bu olayda altı genç kadının hayatını kaybettiğini, yedi kişinin de ağır yaralı olduğunu açıkladı. Kaybettikleri canlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Olay yerinde geriye yanık duvarların, annesiz kalan çocukların ve evlatsız kalan annelerin kaldığını, bir annenin "Kızımı kokusundan tanıyamadım" şeklindeki feryadının Dilovası'ndan yükselen bir çığlık olduğunu dile getirdi.
ŞEHRİN GÖBEĞİNDEKİ KAÇAK İŞYERİ
Patlamada hayatını kaybeden Nisa Taşdemir (17), Tuğba Taşdemir (18), Cansu Esatoğlu (16), Esma Gikan, Hanım Gülek (52) ve Şengül Yılmaz'ın (55) isimlerini okuyan Çiler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na rağmen şehrin göbeğindeki bu kaçak işyerinin nasıl denetlenmediğini sordu. Okulda okuyan çocukların harçlığını kazanmak için kaçak olarak burada çalıştırıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu, İŞKUR ve Kaymakamlığın yanı başındaki bu yapıdan nasıl haberdar olunmadığını veya gereğinin neden yapılmadığını sorguladı. Çalışanların kimyasal madde bidonlarının arasında köle gibi çalıştırıldığı, sigortasız işçi ve çocukların çalıştırıldığı iddialarını gündeme taşıdı.
Çiler, bu tür can kayıplarının kader olarak nitelendirilmesini reddettiğini vurgulayarak, "Şimdi kimse kader demesin. Bu ülkede istinatlarını kader diyenler sorumsuz kurumların sessiz ortaklarıdır. Kader değil, denetimdir, vicdansızlıktır" dedi. Dilovası'ndaki o parfüm atölyesinde yaşamını yitiren her kadının hesabını sormanın bu meclisin borcu olduğunu ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini sağlayacaklarını söyledi. Hiçbir işçinin, hiçbir evladın ekmek uğruna ölmemesi gerektiğini ifade etti.
BU İHMAL VE CİNAYETİN HESABINI SORACAĞIZ
Sözlerini, Hz. Ömer'in Şam valisine "Camiyi yık, adaleti yıkma" dediği gibi, adaletin sağlandığı gün meclisin alkışlarla yankılanmasını dileyerek tamamladı. Çiler, "Bu ülkede her yangının, her doğalgaz patlamasının, her can kaybının altında ihmal, vurdumduymazlık, denetimsizlik var. Artık yeter. Bu meclis ya sorumluluk alacak ya da o ihmallerin ortağı olacak. Bugün Gebze'de, Dilovası'nda, Darıca'da yanan ateş yarın başka bir kentte yanmasın. Meclis kürsüsünden söz veriyorum bu ihmal ve cinayetin hesabını soracağız" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Cengiz Akgün





