1978 yılının sonbaharında uzun yıllar yaşadığımız ve ikamet ettiğimiz İstanbul’dan ailece taşındığımız Gebze o zamanlar sanki bir köy gibiydi.

İstanbul gibi bir büyük metropolden sonra Gebze’de yaşamak gerçekten çok moral bozucuydu. Birkaç ana cadde dışında bütün mahalle yolları topraktı, tek katlı gece kondu türü evler dağınık bir şekilde sıralanıp gidiyordu. Tabi Gebze köy gibi olabilirdi ancak en azından havası şimdi ki kadar kirli değildi, trafik ve park sorunu bu denli kangren olmamıştı.

Yeşil alanlar daha çoktu, mahalle araları bile çayır, çimenlik yerlerle doluydu.

Akse Sapağı’nda yani Gaziler Mahallesi dediğimiz bölgede o kadar çok boş arazi vardı ki o sıralar. Bugün İnönü Mahallesi’nde Eşref Bitlis Parkı’nın olduğu yerde o zamanlarda tek tük evler bulunuyordu her tarafta büyük boşluk vardı.

Köylere giden eski İstanbul yolundan kimi zaman dakikalarca araç geçmezdi, sadece rüzgârın ıslığını ve de uğultusunu duyabilirdiniz, büyük bir sessizlik yaşanırdı.

Mahallemiz de ki kavak ağaçlarının akşam melteminde salınmasını hala aklımdadır. Kavak ağaçlarının yapraklarından çıkan sanki dünyanın en güzel melodisini andıran sesleri unutmak mümkün değil. Gaziler Tepesinin ise o yıllarda her tarafı boştu, sadece birkaç gecekondu ile üst kısmında bilinen su deposu yer alıyordu. Ancak zaman içinde Gaziler Tepesi yapılaşmaya kurban gitti. Her ne kadar bir bölümü ağaçlandırılsa bile zaman içinde çevresini toplu konutlar çoktan sarmıştı. Evet, İstanbul’dan gelmiştik fakat zaman içinde Gebze’yİ sevdik, benimsedik ve artık memleketimiz olarak kanıksadık.

43 YIL SONRA GEBZE

Aradan geçen 43 yıllık zaman dilimi içinde Gebze’de o kadar çok şey değişti ki. Önce kent içinde yeşil alanlar yok edildi. Tek katlı evler ise hızla yerini beton binalara bıraktı. Sürekli göç ve ardından yine çığ gibi büyüyen araç sayısı ile Gebze’nin Cadde ve sokakları araçtan geçilmez hale geldi. Eskiden sokakta gördüğümüz insanların büyük bölümünü en azından sima olarak tanırdık, selam verir hal hatır sorardık.

Şimdi öyle mi, çarşı da pazarda rastladığınız kişilerin önemli bölümünü bırakın tanımayın sima olarak bile anımsamıyorsunuz.

Zaten her taraf Suriyeli, Afganlı'dan falan geçilmiyor!

Gece saatlerinden evinizin balkonundan dışarıya çıktığınızda genzinizi yakan kimyasal bir koku mutlaka vardır.

Havası toprağı, suyu kirletilmiş bir Gebze’den söz ediyoruz.

Sorunlarından arınamamış, bin tane sorunu olan, ranta, çıkara ve türlü kirli ilişkilere kurban edilen Gebze var artık..

Gebze ileri ki yıllarda böyle giderken sanayi mezarlığı içinde bir bölge olarak kalacak.

Yeşil çevresi, temiz havası ve güzelliği ise sadece bilenlerin anılarında yaşayacak.

Ve bizlerde gelecek yıllarda Gebze’den söz ederken tıpkı unutulmaz ‘Vadim o kadar yeşildi ki’ filminin finalindeki o meşhur söz gibi, ‘Gebze’m o kadar yeşildi ki’ diyeceğiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner55

banner48

banner72

banner73