Dünya Afganistan’da yaşananları konuşuyor.

Dünyanın en menfi coğrafyasında en kötü koşullarda yaşayan Afgan halkı Taliban yönetimi ile çok daha besbeter bir yola girmiş oldu.

Basına, sosyal medyaya düşen görüntüler bu ülkenin yaşanmaz bir coğrafya olduğunu bir kez daha gösterdi.

Tabi bu gidiş ülkemizi de çok yakından ilgilendiriyor.

Nedeni şu ki binlerce Afganlı ülkemize elini, kolunu sallayarak giriş yaptı.

Sınırlarımızın kevgire döndüğü bir sırada bu göç akışının ileride çok büyük sıkıntı ve sorunlara neden olacağı kesindir.

Göçmenler konusunda elbette insani düzeyde gerekenler yapılmalı. Yaşadıkları toprakları ölüm korkusu ve çeşitli baskılar nedeniyle terk edenlere uluslararası anlaşmalarda belirtildiği şekilde destek verilmeli. Bilhassa çocuklar ve kadınlara öncelik verilmeli ve koruma, barınma hakkı tanınmalıdır.

Ancak bu son dönem ülkemize akın eden Afganlılar için geçerli olmamalı.

Çünkü bunların büyük çoğunluğu genç insanlar ve aralarında tek bir kadın, çocuk yok.

5-6 milyonluk Suriyeli ile demografik, ekonomik düzeni bozulan ülkemiz de birde Afganlı istilası üzerine tuz biber oldu.

Avrupa ve ABD gibi ülkelerin göçmen politikaları ve uygulamaları nettir.

Bu ülkelere hiçbir göçmen sınırı kolayca geçemez ülkenin en büyük şehirlerinde elini kolunu sallayarak gezemez.

Kaçak olarak çalışamaz, çarşıda pazarda dolaşamaz.

Plajlarda nargile tüttürüp keyif çatamaz!

Mülteci kamplarında koruma altına alınırlar, orada gerekli soruşturma sonrası durumlarına göre ülkede barınma ve kalma hakkı tanınır veya sınır dışı edilir yani ülkelerine geri gönderilir.

Tabi her şey insan hakları ve hukuk çerçevesinde işlemesi gerekiyor.

Mülteci düşmanlığı apayrı ve faşizan bir yöntemdir.

Buna asla izin verilmemelidir.

Ancak gerçekleri görmezden gelip tehlikeyi basite almakta ülkemize yapılacak olan büyük kötülüktür.

banner55

banner48

banner72

banner73