27 Mart 1994 yerel seçimleri sırasında CHP’nin Gebze Gençlik Kolları başkanıydım.
Bir grup genç arkadaşla partimiz için gece, gündüz çalıştık parti binasında çok sabahladık.
Kimi zaman yiyecek bir şey dahi bulamadık ama CHP sevgisi her şeyin üzerindeydi.
CHP Atatürk’ün partisi, sol ve sosyal demokrat parti, haksızlık, hukuksuzluk ve eşitsizliğe son verecek partidir diye düşünüyorduk.
Ancak bir şeylerin bizim düşündüğümüz gibi olmadığını yıllar sonra öğrendik.
27 Mart 1994 yerel seçimlerinde oyun bozucu rolünü o zaman ki Deniz Baykal’ın şahsi partisi olan CHP üstlendi ve SHP’nin Gebze Belediyesini kaybetmesine neden oldu.
Refah Partisi Gebze’de 30 bin 334 oy yüzde 33,4 ile seçimi kazandı.
1989’de Gebze Belediyesini kazanan SHP üçüncü parti olarak 13 bin 645 yüzde 15, DSP yüzde 11,4 dördüncü parti ve CHP ise yüzde 5,3 ile altıncı sırada yer aldı.
Oysa seçimde SHP, DSP ve CHP’nin toplam oyu 37 bin 356 idi ve ittifak yapsalardı seçimi çok rahat kazanacaklardı.
CHP seçime girmese dahi SHP ve DSP ittifak yapabilseydi yine kazanabiliyordu.
Tabi DSP’de farklı bir ayrıntıdır, onu sonra ki zamanda yazarım.
Ne var ki karanlık merkezlerde siyaseti dizayn edenler Türkiye’de solda veya sosyal demokrat olarak bilinen bu partilerin bölünüp, parçalanma görevini bizzat yine bu partilerin etkin konumunda olanlara vermişlerdi.
Bunlardan birisi Deniz Baykal’dır.
2010 yılında ki kaset operasyonuna kadar CHP’nin başında tam 16 yıl kaldı ve CHP’yi sürekli muhalefette tuttu.
Bugün AK Parti Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan’a şoförünü milletvekili yaptı diye eleştiriyoruz, iyi de birader Deniz Baykal özel kalem müdürü olan Nesrin Baytok’u özel kontenjınından milletvekili yapmamış mıydı..?
3 Kasım 2002 seçimlerinden tutunda, 2015’te ki TBMM Başkanlığı seçimlerine değin Deniz Baykal’ın birçok kararı ve siyasi atraksiyonları hala çok tartışmalıdır.
Sonuç olarak 1994 yılında gözümüz henüz siyasetin puştluğunu, ikiyüzlülüğünü görmediği sırada tamamen CHP’ye daha doğrusu CHP’yi şekillendiren hiçbir zaman solcu, sosyal demokrat olmayan Deniz Baykal ve ekibine inanarak çalıştık, ter akıttık.
Meğer bizim gibi solu ve sosyal demokrasiyi savunan binlerce insan bunların siyasi emellerine bilmeden alet olmuşuz.
Hiçbir zaman sol ve gerçekten sosyal demokrat siyasetçi olmayan Deniz Baykal’ı ve onunla birlikte iş tutarak CHP’yi karanlık merkezlerin siyaset dizyanında operasyonel apart olarak kullananları tarih gerekli yerlere yazdı.
Bende şahsen eski bir CHP Gençlik Kolları Başkanı olarak hakkımı, hukukumu ve akıttığım terimi helal etmiyorum Deniz Baykal ve onun tayfasına.
CHP bugün kendi iç hesaplaşmasını, tartışmasını ve özeleştirisini yapmalıdır.
Bu ülkede CHP'ye oy veren milyonlarca insanın ve benim beklentim bu yöndedir.
