Türkiye nüfusunun yaklaşık % 2,1 i taşıyıcı

Cengiz Akgün
Cengiz Akgün
08 Mayıs 2024 Çarşamba 10:25
Türkiye nüfusunun yaklaşık % 2,1 i taşıyıcı

Kocaeli Şehir Hastanesi Hematoloji Hekimi Uzm. Dr. Beytullah Altınkaynak, 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Dr.Altınkaynak ‘’Talasemi dünyada ve ülkemizde en sık görülen, önlenebilir kalıtsal kan hastalığıdır. Akdeniz çevresindeki ülkelerde sık görülmesi nedeniyle Akdeniz Anemisi olarak da adlandırılmış olmasına rağmen dünyanın her yerinde görülebilmektedir. Türkiye nüfusunun yaklaşık % 2,1 i taşıyıcıdır. Bu oran Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde % 12’lere kadar çıkabilmektedir.’’ dedi.

ANNE VE BABADAN DOĞMAKTADIR

Talasemi tanısı, tam kan sayımı, periferik yayma (kan hücrelerinin mikroskopta bakılması), hemoglobin elektroforezi gibi çok basit ve kolay kan testleri ile konulabilmektedir açıklamasını yapan Dr.Altınkaynak’’Anne ve babadaki genlerin hastalıklı olup olmamasına bağlı olarak bireyler sadece taşıyıcı olabildikleri gibi, hafif veya ağır hastalığa sahip olabilirler. Her yeni talasemi hastası, taşıyıcı anne ve babadan doğmaktadır. Bu nedenle hastalığın oluşmasını engellemek için hastalığın sık görüldüğü bölgelerde, evlenecek olan çiftlerin talasemi taşıyıcılığı açısından taranmaları önemlidir.’’ dedi.

DOKTORA BAŞVURMALI VE GEREKLİ TETKİKLERİ YAPTIRMALIDIRLAR

Açıklamalarına devam eden Dr. Altınkaynak ‘’ Eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlık verilmeli, genetik tanı merkezlerine yönlendirilmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanmalıdır. İki taşıyıcının evliliği söz konusu ise çiftler mutlaka her gebeliğin erken döneminde (ilk 2 ay) doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdırlar. Prenatal tanı (anne karnında tanı ): koryonik villus biyopsisi, amniosentez ve kordosentez ile yapılabilir. Talasemi majörlü (ağır hastalık ) hastalarda sık kan transfüzyonuna bağlı demir birikimi olur. Demir kalp, karaciğer ve hormon salgılayan organlarda (endokrin organlar) birikebilir. Bu sorunlar demir bağlayıcı ilaçların (şelatörlerin) düzenli kullanılması ile önlenebilir. Ayrıca günümüzde çok çok nadir de olsa aldıkları kan transfüzyonlarına bağlı olarak bu hastalarda hepatit B, hepatit C gibi bulaşıcı enfeksiyonlar gelişebilir.’’ dedi.

Dr.Altınkaynak ‘’Özetlemek gerekirse; Akdeniz anemisi tamamen önlenebilir bir hastalık değildir, ancak genetik danışmanlık, prenatal testler, yeni doğan taraması ve akraba evliliklerinden kaçınmak gibi önleyici önlemler alınabilir ve hastalığın görülme sıklığı azaltılabilir. Ve hastalığın ciddiyeti, semptomları ve yaşa uygun bir tedavi seçeneği ile gelişebilecek komplikasyonlar geciktirilebilir veya engellenebilir.’’ diyerek sözlerini tamamladı

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner55

banner48

banner72

banner73