Geçen yıl Temmuz ayı sonunda yayımlanan  ‘Gördüm Duydum Yazdım’ isimli ilk kitabıma dönük olarak gösterilen ilgiye teşekkür ederim.

Gerçekten öngördüğüm gibi beni seven, mesleğime saygı duyan kitapseverler, dost ve arkadaşlarım desteklerini esirgemediler.

İkinci kitabım için çok iyi moral motivasyon oldu benim için.

Tabi söz konusu kitap olunca biraz durup düşünmek gerekiyor.

Çünkü içeriğine bakılmaksızın bir kitabın hazırlanması ve sonra ki sürecinde çok fazla çaba ve emek gerekiyor.

Yazım aşamasından yayınevi ve baskı sürecine kadar yoğun bir koşturmaca yaşanıyor.

 “Altı üstü kitap bende yazarım” gibi basite alınacak bir şey değil.

Ne var ki burası Türkiye ve burada kimileri kitap okumadığı gibi hafife almak gibi bir aymazlık içinde de olabiliyorlar.

Tabi kitabı yazarken gazetecilik mesleğimizi de devam ettirdik.

Çünkü mesleğimizden para kazanarak kendimizin ve ailemizin geçimini sağlıyoruz.

Başka bir işim, gelir kaynağım falan yok.

Yani tamda Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin tarif ettiği şekilde, “Asıl işi ile başlıca geçim kaynağı gazetecilik” olan birisiyim.

Geçenlerde bir arkadaşla sohbet ederken dedim ki, “Dünyanın en zor işini yapıyoruz, yazarak para kazanmaya çalışıyoruz”.

Arkadaş gülümsedi, “Abi işin gerçekten zor..”dedi.

Yazarak para kazanmak hele ki yerel gazetecilikte inanılmaz zor, meşakkatli bir şeydir.

Yazarak derken, ‘şantaj, montaj vb’ hariç!

25 yıl önceki ve sonra ki yani bugün değişen hiçbir şey yok yerel gazetecilikte.

Zaman içinde birçok kişi büyük bir coşkuyla başladığı gazetecilik serüvenini, ‘Cüzi maaş’ veya  ‘Zamanında verilmeyen maaş‘ nedeniyle terk etmek zorunda kaldı.

Gazeteciliği bırakan birçok tanıdık farklı sektörlerde ekmek parasını kazanıyor artık.

Sözün özü gazetecilikten para kazanarak yaşamını idame ettirmek öyle herkesin harcı değil!

İkinci kitabım için yazmaya devam ediyorum ilk günkü coşku ve heyecanla mesleğimi de sürdürmeye çaba gösteriyorum.

Yazmaya devam..!

banner55

banner48

banner72

banner73