Günün en flaş haberi İYİ Partinin Lütfü Türkkan’ı Grup Başkanvekilliği görevinden almasıdır.
Bu gelişme aslında beklenen bir şeydi.
İYİ Parti bu şekilde kamuoyundaki baskıyı bir şekilde frenlemiş oldu.
Bu saatten sonra strateji gereği İYİ Parti’de Lütfü Türkkan adı bir süreliğine çok az daha duyulur olacak.
İYİ Parti ve Meral Akşener Türkkan’dan vazgeçer mi?
Elbette hayır.
Bu görevden alma kararının bizzat Lütfü Türkkan ile görüşülerek verildiği de muhakkaktır.
Lütfü Türkkan partisinde her zaman önemli bir figür ve güç olmayı sürdürecektir.
Tabi şuana kadar İYİ Partinin yumuşak karnı Lütfü Türkkan olduğu gereceği de unutulmamalı.
Genel Başkan Meral Akşener ile birlikte İYİ Parti’de siyaseten en çok hedef alınan ikinci isimdir.
Sürekli partisi adına ön planda olması da kendisine yarar değil zarar getiriyor.
Etkin ve göz önünde siyasetçi yapısı nedeniyle doğal olarak ne yapsa hedef olmaktan kurtulamıyor.
Karşı mahalle Millet İttifakı ve İYİ Parti’yi yıpratmak adına sistematik olarak Lütfü Türkkan üzerinden sürekli olarak nokta atışları yapıyor.
Her seferinde de başarılı olunuyor.
Hiç ıska geçmediler.
Eski bir futbolcu tanıdığım ile bir ara sohbet ederken dedim ki, “Tribünlerden küfür ediyorlar, laf atıyorlar o anda ne hissediyorsun, karşılık vermeyi düşünüyor musun?”
Kendisi, “Evet maç sırasında ne anamız, ne bacımız nede sülalemiz kalıyor ağıza alınmayacak sinkaflı küfür ve hakaretlere maruz kalıyoruz. Fakat duymazdan gelip oyunumuzu oynuyoruz, aksi halde futbol oynamak mümkün değil..”
Sonuç olarak, Lütfü Türkkan gibi deneyimli bir siyasetçinin tribünlerle sürekli diyalog halinde olması, onların ne dediğine kulak kabartması böyle bir hadisenin meydana gelmesine yol açtı.
Özür dilemesi bir erdemliliktir fakat siyaseten onarılması güç bir duruma neden olduğu da aşikârdır.
